İnsanlar ortalama olarak hayatlarının üçte birini uyuyarak geçirimektedirler. Nüfusun %50’sinin uyku bozukluklarından muzdarip olduğu bir dünyada, uykunun beden ve zihin yenilenmesi açısından ne derece önemli olduğu; dünyaca ünlü saygın kurumlar tarafından yapılan araştırmalar dahilinde kanıtlanmıştır. İnsomnia olarak adlandırılan hastalık; uykusuzluk, uykuya dalmayı ve uykuda kalmayı zorlaştıran ya da kişinin çok erken uyanmasına ve daha sonra tekrar uyuyamamasına neden olan yaygın bir uyku bozukluğu olarak bilinir. İnsomnia hastalığına yakalanan kişi uyandığında; hala yorgun hissediyor ve hayat kalitesinde bir azalma gözlemliyor olabilmektedir.
Her metabolizmada ne kadar uykunun yeterli olacağı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ancak araştırmalar neticesinde, çoğu yetişkinin günde 7 ile 8 saate kadar uykuya ihtiyacı olduğu tespit edilmiştir. 16 yaş altındaki çocuklar için bu süre 10 saate kadar çıkabilmektedir. Süt çocukları ise hayatlarının büyük bir bölümünü uykuda geçirmelidir.
İnsanın uyku sırasında beyin aktiviteleri tam olarak bilinmiş olmamakla birlikte, bedenin ve zihnin düzenli olarak kendisini yenilemek için yeterli uykuya ihtiyaç duyduğu açıktır. “Uyku eksikliği” olarak tabir edilen “uyku alamama” probleminin ciddi tıbbi sonuçları bulunmaktadır. Uykusunu yeterli alamayan insanlar, performanslarında %70’e varan oranda bir kayıp yaşarlar. Gereğinden az uyumak, insan metabolizmasında çeşitli tahribatlara yol açmaktadır. İnsomnia başta olmak üzere tüm uyku bozuklukları; insanların doktora başvurmalarının en yaygın nedenleri arasında yer alır. Hastalığın şekilleri olası nedenlere göre değişkenlik gösterir.
Akut insomnia hastalığı için stres veya enfeksiyon gibi somut bir neden bulunamazsa ve uyku bozukluğu normalden daha uzun sürerse, diğer olası nedenleri araştırmak gereklidir. Genel olarak insomnia belirtileri şu şekildedir;
Horlama gibi belirtilerde insanlar gece uykuları sırasında nefeslerini kesen bir rahatsızlık hissetmezler. Fakat horlama ile birlikte ya da bağımsız olarak görülen uyku apnesi sendromu; kişide ciddi sağlık sorunlarına (hatta ölüme) yol açabilecek bir duruma neden olabilir.
Huzursuz bacak sendromunda ise kişi yattığı yerde bacaklarında rahatsızlık, karıncalanma, batma gibi hisler yaşayarak uykuya dalmada zorluk çeker. Genellikle kalktıklarında ve hareket ettiklerinde iyi hissederler. Gece boyunca uyku, huzursuz bacak sendromu nedeniyle birkaç kez kesintiye uğrar.
Gün boyunca artan bir uyku ihtiyacı olarak karşımıza çıkan hipersomnia ise genellikle gece boyunca bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde uykunun kesintiye uğraması sonucu oluşur. Narkolepsi gibi bir rahatsızlığa neden olan hastalıkların tedavi edilmesi, insomnia riskinin azalması için önemlidir. Bununla birlikte insomnia belirtileri arasında, uyku sırasında ani kas gevşemesi ve halüsinasyonlar görülmesi de bulunabilir.
Yapılan bilimsel çalışmalara göre uyku bozuklukları prevalansı ile ilgili çok farklı değişkenlere rastlanmaktadır. Verilere göre, dünya üzerinde her 10 saniyede bir kişi uyku bozukluklarından şikayet etmektedir. Dünya nüfusunun yaklaşık %10 ila 13'ü, 3 aydan uzun süren kronik uyku bozukluğu şikayeti ile doktora başvurmaktadır.
Kadınlar uyku bozukluğu konusunda erkeklerden daha fazla sorun yaşamaktadır. Akıl hastalığı, işyerinde veya ailede aşırı stres, aile öyküsünde var olan uyku sorunları; uyku bozukluklarını artırmaktadır.
Tıbbi literatürde insomnia ismi ile geçen uyku bozuklukları, çeşitli kriterlere göre sınıflandırılır. İnsomnia rahatsızlıkları sınıflandırmaya tabi tutulurken öncelikle, organik ve organik olmayan bozukluklar arasında bir ayrım yapılmalıdır. Bu ayrım dünya üzerinde kesin olarak Amerikan Uyku Tıbbı Derneği tarafından gerçekleştirilmiştir. Uyku bozuklukları yaşanan sürece göre değerlendirilmekle birlikte 6 ana grup altında incelenir.
Tüm bunlara ek olarak insomnia 3 aydan kısa sürede yaşanıyorsa akut, 3 aydan uzun süre devam ediyorsa kronik uyku bozukluğu olarak adlandırılır.
Fiziksel dış faktörler, psikolojik nedenler, psikiyatrik hastalıklar; insomnia hastalığının sebepleri arasında gösterilmektedir. Bununla birlikte ilaçlar ve çevresel koşullar kişinin insomnia rahatsızlığı ile karşı karşıya kalmasına neden olur.
Fiziksel nedenler arasında ağrılı hastalıklara ek olarak, pek çok farklı hastalık tipi yer alır. Huzursuz bacak sendromu insomnia ile alakalı olan ve kişinin gece boyunca bacaklarını duyuları yardımı ile hareket ettirmesine sebebiyet veren bir dürtüdür.
Vardiyalı çalışanlar veya uçak seyahatleri sırasında jetlag durumunu yaşayanlar; insomnia hastalığını tecrübe etmek zorunda kalabilirler. Bunun yanında ışık ve sıcaklık gibi çevresel faktörlerin de vücudun sirkadiyen ritmini değiştirdiği bilinmektedir.
Psikolojik nedenler arasında sayılan ailesel sorunlar, ilişki ve para problemleri, ruhsal stres; kronik insomnia hastalığına sebep olabilir. Ayrıca depresyonun da bu rahatsızlığı tetiklediği düşünülmektedir.
Eğer uykuya dalmakta veya uykuda kalmakta zorluk çekiyorsanız yani uyku bozukluğu rahatsızlıklarından şikayet ediyorsanız, mutlaka uzman bir hekimin kapısını çalmanız gerekmektedir. Özellikle haftada en az 3 kez uykuya dalmada problem yaşama veya sabah erken uyanma ile birlikte gün içinde yorgun hissetme şeklinde baş gösteren semptomlar var ise, insomnia rahatsızlığı ile karşı karşıya olabilirsiniz.
Hekimlerin insomnia tablosu ile karşı karşıya kaldıkları zaman en önemli yardımcıları, hastanın tıbbi öyküsü olmaktadır. İnsomnia şüphesi ile uzman hekime başvuran hastaların, en az 2 hafta boyunca uyku günlüğü tutmuş olmalarında fayda vardır. Uyku günlüğü tutarken aşağıdaki faktörlere dikkat edilmelidir;
Hekim tanıya daha kolay gidebilmek amacıyla hastaya ayakta poligrafi veya polisomnografi yapılmasını isteyebilir. Hastalara evlerinde kullanabilmeleri amacıyla çeşitli parametrelere sahip vücut fonksiyonlarını ölçen cihazlar verilebilir. Bu yöntemin avantajı; hastaların uykuları sırasında ölçüm verilerini alabilmektir. Yöntemin dezavantajı ise vücuttan uyku esnasında elektrotların ayrılması nedeniyle yanlış ölçüm gerçekleşmesidir. Bu sebeple polisomnografi testini uyku laboratuvarında gerçekleştirmek daha verimli bir sonuç elde edilmesini sağlayacaktır.
Uyku laboratuvarlarında hasta uyurken, gece boyu video kaydı gerçekleştirilmektedir. Bu video kaydının uzman hekim tarafından analiz edilmesi, tanının net konulabilmesi için elzemdir. Uyku bozuklukları çeşitli somatik ve fiziksel nedenlerle ortaya çıkabileceğinden mütevellit, altta yatan olası hastalıkların açıklığa kavuşturulması; tedavi için büyük kolaylık sağlar. Çoğunlukla nörolog ve psikiyatrların gerçekleştirdiği tanı ve tedavi işlemlerinde hastalar sıklıkla şifaya kavuşur. Uyku bozukluğunun kaynaklanma sebebi, zaman zaman farklı fizyolojik nedenlerle de ilişkili olabilir. Bu gibi bir şüphe olması durumunda ise endokrinoloji, dahiliye ve kardiyoloji uzmanlarının da fikri alınır.
İnsomnia hastalığını tedavi edebilmek için, sebebini ner belirlemek gerekmektedir. Zira hastalığa sebebiyet veren etkene göre farklı tedavi metotları uygulanmalıdır. Tedavi aşamasında psikoterapötik önlemlerden, uyku hijyeni eğitimine ve ilaç tedavilerine kadar geniş bir spektrum değerlendirilmelidir. Hekim insomnia şikayeti ile gelen hastaya öncelikli olarak altta yatan nedeni belirlemeye yönelik tanı yöntemlerini uygulayıp, insomnia teşhisini koyduktan sonra; tedavi amacıyla birtakım prosedürler izlemelidir. Uyku hijyenini iyileştirmek amacıyla sıklıkla benzodiazepinler (bir tür psikoaktif madde) kullanılır. Uykudan önce hastanın gevşemesini sağlayan sakinleştirici antidepresanlar, sağlıklı yaşam tarzı ve uyku uyanıklık süresini dengeleyen melatonin, bilişsel davranışçı terapi gibi psikoterapi yöntemleri tedavi aşamasında denenmektedir.
İnsomnia hastalığında tedavi için hastaların uyku hijyenini ve uykuyu etkileyen faktörleri iyi bir şekilde anlaması son derece önemlidir. Uykunun gerçekleştiği oda sıcaklığı, ışık ve arka plan görüntüsü ile birlikte gün içerisinde gerçekleştirilen diyet; uyku kalitesini etkiler. Son zamanlarda yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde, yeme – içme alışkanlıklarının, insomnianın tetiklenmesinde rol oynadığı saptanmıştır.
İnsomnia hastalığında organik bir neden bulunmuyorsa, uyku hijyeni ile alakalı bir problem olması olasılığı bulunmaktadır. Bu durumda hastalar; uyku hijyenine dikkat ederek temel kuralları mutlaka öğrenmelidir. Uyku hijyenini sağlamak için gerekli temel kurallar aşağıdaki gibidir;
İnsomnia tedavisinde tercih edilen bilişsel davranış terapisi, bilimsel olarak kabul edilen psikoterapi yöntemlerinden biridir. Tedavi; öğrenilmiş davranış kalıplarını ve alışkanlıklarını değiştirmeyi amaçlar. Bilinçli olarak kişi insomnia rahatsızlığını oluşturan davranışını değiştirmek ve psikoterapist eşliğinde gevşeme tekniklerini öğrenmek suret ile hastalığı yenebilir.
Uyku bozuklukları için ilaç tedavisi kullanılacaksa insomnia hastalığının nedeni tam olarak açıklanmalıdır. Doktor reçete yazarken mümkün olduğunca en kısa tedavi süresini tercih ederek, en küçük ilaç dozunu hastaya önermelidir. Çünkü birçok uyku hapının bağımlılık potansiyeli vardır. Belirli istisnai durumlarda bu ilaçlar uzun süre kullanılabilir. Reçete edilen ilaçların tamamı, uzman hekimin önerdiği doz ve sürelerde kullanılmalıdır. Ayrıca ilaç tedavisini bitirmek için de, hekimin tavsiyeleri izlenmelidir.
Benzodiazepinler, sakinleştirici antidepresanlar, melisa ve şerbetçi otu içeren bitkisel takviyeler esas olarak insomnia hastalığının tedavisi için yıllarca kullanılmaktadır. Ancak bitkisel tedavi yöntemlerinde de, hekim tavsiyelerine uymak gereklidir. Zira beden ve zihinde rahatlama yaratan bitkilerin farklı zararları da olabilir. Bu nedenle doktora danışılmadan bu gıdalar tüketilmemelidir.