Horlamanın Hamileliğe Etkisi
Gebelerde sıkça görülen uyku apnesi durumu, anne ve bebekte oksijen yetersizliğinden dolayı ciddi sonuçlar doğurabilir. Bilim insanlarının yaptığı araştırma sonuçlarına göre; sağlıklı gebe kadınlarda horlama oranı %24 iken aynı yaş grubunda gebe olmayan kadınlarda horlama oranı % 5’tir. Kanınızdaki oksijen seviyesi nefes alışınızın durması ile birlikte düşer. Bu da bebeğiniz için risk teşkil eder. Yüksek tansiyon, uyku sırasında solunum durması, nefes alış verişlerde dengesizlik, yetişkin bir birey için bile tehlikeli iken, anne karnındaki bebeğe giden oksijenin düşmesi bebeğin gelişiminde çok ciddi sıkıntılara neden olabilir.
Uyku apnesinden kaynaklı kalitesiz uyku, strese, depresyona, gün içerisinde halsizliğe, hareketsizliğe, dolayısıyla obezite riskine neden olur. Erken doğuma neden olur. Hamilelik döneminde uyku apnesi hastalığı sıkça görülen bir hastalıktır. Hamilelik öncesinde fazla kilolu olan kadınların, hamileliklerinde uyku apnesine maruz kalma oranları çok daha fazladır. Hamilelik sırasında aşırı kilo alımı, hamileliğin son evresinde uyku apnesine neden olur. Horlama, ciddi sonuçlara yol açabilir.
Horlamanın beraberinde gelme ihtimali olan uyku apnesi, kısa sürelerle nefes almanıza engel olmaktadır ve bunun sonucunda vücuttaki oksijen düzeyleri düşmektedir. Hamilelikte hormonlardaki dengesizlikler mukozanın şişmesine yol açabilir. Bu durum da burun tıkanıklığı ve horlamaya neden olabilir. Obezite, horlama ile doğrudan bağlantılıdır. Hamilelikte kadınlar aşırı kilo alma eğilimindedir.
Alınan her kilo, boyun çevresinde kalınlaşma meydana getireceğinden, bu da horlamaya uygun ortamı sağlamış olacaktır. Hamile iken horlama daha ciddi bir şeyin belirtisi olabilir. Hamilelikte ağır horlama ile ilgili ciddi sağlık sorunları şunlardır:
1. Uyku Apnesi: Horlama, sadece nefes almayı bıraktığınız zaman kısa süreli uyku apnesine yol açabilir. Bu sorun da hem anne karnındaki bebeğe, hem de anneye zarar verebilir.
2. Preeklampsi: Horlama preeklampsiye yol açabilir. Genellikle gebeliğin 5. haftasından sonra başlar ve annenin kan basıncını ve idrarındaki protein değerlerini yükseltir. Amerikada hamile kadınların ölmelerinin en önemli ikinci sebebidir. Aynı zamanda bebeğin, prematüre doğması, düşük kiloda doğması yada düşük gibi sonuçlara yol açabilir. Preeklampsi denilen gebelik zehirlenmesi de horlayanlarda daha yüksek görülme oranına sahiptir. Preeklampsi temel olarak anne adayının hayatını riske atar ancak erken doğum riskini de ciddi anlamda arttırır.
3. İntrauterin Gelişme Geriliği (IUGR): Yapılan araştırmalar sonucu elde edilen bilgilere göre, hamilelik döneminde intrauterin gelişim geriliği örneklerinden zarar görme ihtimal daha fazladır. IUGR bebeklerde düşük doğum ağırlığına neden olabilir. IUGR ayrıca bebeklerde gelişim geriliği gösterebilir. Düzenli ultrason taramaları IUGR tanısının erken konulmasına yardımcı olabilir.
4. Düşük Doğum Ağırlığı: Bazı araştırmalar, horlamanın plasenta inflamasyonuna yol açabileceğini söylüyor. Bu durum da bebeklerde düşük doğum ağırlığına neden olabilir.
5. Gebelik Diyabeti: Hamilelik dönemindeki horlama, "gestasyonel diyabet" diğer adıyla "gebelik diyabeti" göstergesidir. Bu yüzden, özel bir gebelik problemi olan bu sorunu ekarte etmek için glikoz tolerans testi aldığınızdan emin olun.